Restorasyon programı (3)

Restorasyon programı (3)

CHP adına açıklanan ve benim ‘Kapitalizmin restorasyonunu hedefleyen iyi bir metin’ olarak tanımladığım seçim bildirgesi değerlendirmem sürüyor…

Toplantı ve Gösteri Özgürlüğü başlığındaki tasarım şöyle:
’’Özellikle Gezi hareketi sonrasında toplantı ve gösteri haklarının kısıtlanmasına yönelik uygulamalar yoğunluk kazanmıştır. Yurttaşlarımız makul şüpheli durumuna düşürülmüş, her türlü sosyal paylaşım potansiyel suç kanıtı konumuna getirilmiştir. Çalışanlar, öğrenciler ve sanatçılar üzerinde çok yönlü baskı kurulmuştur. Polis ve istihbarat görevlileri, yetkilerini keyfi ve aşırı biçimde kullanma noktasına gelmiştir. Baskı ve fişleme yaygınlaşmıştır. Kitlesel gözaltılar olağanlaşmış, usulsüz tutuklamalar cezalandırma halini almıştır. Aşırı güç kullanımı, kötü muamele ve hakaret sıradan uygulamalar haline gelmiştir. Bunu değiştirip, gerekli tüm yasal ve idari önlemleri alarak yurttaşlarımızın toplantı ve gösteri özgürlüğünün gelişmiş demokrasilerdeki düzeye eriştirilmesini sağlayacağız.’’

Tabi, bu vaat edilirken ‘’özgür ve çok sesli medya’’ unutulamaz…

Unutmamışlar ve demişler ki;
’’İfade özgürlüğü, en çok medya ve İnternet alanında geriletilmiştir. Uygar dünyadaki gelişmelerin aksine Türkiye, medyayı ve İnternet’i sansürleyen, gazetecileri tutuklayan ve muhalif görüşleri sindiren bir ülke konumuna sürüklenmiştir. İnternet yasakları iktidarın, ifade özgürlüğüne ve özgür kamusal alana inanmadığının önemli bir göstergesidir. CHP öncelikle basın mensuplarının özgürce haber yapma ve yurttaşların farklı kaynaklardan bilgilenme hakkını gözetecektir. Medya ve İnternet alanı, içinde bulunduğu büyük karartmadan kurtarılacak; her türlü bilginin gün ışığına çıkarılması sağlanacaktır. 
RTÜK, TRT ve TMSF’ye devredilen medya kuruluşları taraflı propagandanın birer aracına dönüşmüştür. Genç ve eğitimli nüfusuyla bilgi toplumunun ve bilgi ekonomisinin önde gelen ülkelerinden biri olması gereken Türkiye, mevcut iktidar döneminde sansürün ve soruşturmaların ülkesi haline dönüştürülmüştür. CHP, bağımsız, özgür ve çoğulcu bir medyanın oluşturulması için tüm yasal ve mali tedbirleri alacak, yurttaşların farklı kaynaklardan bilgilenme hakkını koruyacaktır.’’

Tabi ki, örgütlü toplum…

Örgütlü toplum yaratılamamış olmasının acısını herkes gibi, iktidar olanağını dönemsel olarak yakalayabilen sosyal demokrasi de çekiyor. O yüzden, ‘örgütlü toplum’ başlığına da atıfta bulunan programda, şu ifadeler yer alıyor:

‘’Ülkemizde sivil toplum, siyasi iktidarın baskısı altındadır. Örgütlü çoğulculuğun alanı olması gereken sivil toplum, hızla iktidarın güdümüne sokulmakta ve tek sesli hale getirilmeye çalışılmaktadır. Demokratik çoğulculuk ilkesi, iktidar tarafından bir tehdit olarak görülmektedir. Sendikalar, meslek odaları ve işveren dernekleri iktidara yakın davranmaya zorlanmaktadır. Akademisyenler, yazarlar ve sanatçılar her fırsatta günah keçisine çevrilmektedir. İktidar tekelci ve kayırmacı bir biçimde kendi sivil toplumunu yaratmaya çalışmakta, kendisiyle birlikte hareket etmeyen kuruluşları marjinalleştirmekte ve yok olmaya zorlamaktadır. Oysa bir ülkede demokrasinin kökleşebilmesi için, siyasi iktidarın güçlü bir sivil toplum tarafından denetlenmesi ve dengelenmesi gerekir. CHP, demokratik bir toplumun temeli ve zenginlik kaynağı olan örgütlü toplumu ve çoğulculuğu geliştirmek için gereken tüm düzenlemeleri yapacaktır. 
Bilgi toplumuna geçişte güçlü bir demokrasinin yapacağı katkı kadar, teknoloji ve bilgi temelinde dönüşümün de demokrasimizi güçlendireceğine inanıyoruz. Bilgi çağının sağladığı olanakların üst düzeyde kullanılması ile yurttaşlarımız, karar alma süreçlerine daha etkin şekilde katılabilecektir. İktidarımızda, bilgi toplumuna geçişi sağlamak için insana daha çok yatırım yapılacak, yurttaşlarımızın kendini gerçekleştirebilmesi için daha fazla olanak sunulacaktır. Devlet ve yurttaş ilişkisinin bu çerçevede yeniden düzenlemesi ile tüm yurttaşlarımız demokratik haklarından sonuna kadar yararlanabilecektir. Bilgiye erişimin artması, hem kamu hizmetlerinin daha geniş kitlelere ulaşmasını mümkün kılacak hem de siyasal süreçlerin giderek şeffaflaşmasını sağlayacaktır.’’

 

(Sürecek)

Bu yazı toplam 75 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi