Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

PARAYI BOŞ VERİN!..

PARAYI BOŞ VERİN!..

 

            O gece, elli yıllık hayatımın en uzun geçen ve en karanlık gecesi de oldu.

            O gece bütün yaşamımı etkilemiştir.

            Ortaokula  gidecek yaştaydım. Okula yazılmam gerekiyordu, o gecenin akşamı babam; “Seni bu yıl okula göndermeyeceğiz, okul kitaplarını ve kıyafetlerini alabilecek paramız yok” demişti.

            Bu sözler hayatımda bu güne kadar duyduğum en acı sözlerdir. Ben o yaşta parasızlığın bu aşağılayıcı                                 , para, para, para diyerek Napolyon’un yücelttiği o paranın adaletsizliğini daha çocuk yaşta yaşadım.

            O paranın yüzünden okula gidemedim. Babam çok yoksul bir adamdı. Babamın  bu imkansızlığını anlayabilecek yaşa gelene kadar babama isyan ettim.

            İşte kardeşi kardeşe düşman eden bütün dostlukları bazen insanı önemsizleştiren paranın tendeki hikayesi….

            “Bu ülkede demokrasi var, eşitlik var” diyen yönetenler hangi ölçülere göre diyorlar, anlamak mümkün değil!...

            Demokrasinin olduğu bir ülkede parasızlık yüzünden okula gidemeyen öğrenciler olmaz. Dilencilik olmaz. “Hastayım, tedavi göremiyorum” diyen insanlar olmaz.

            Maalesef ülkemizde sözünü ettiğim bütün bu imkansızlıklar yaşanmaktadır.

            Yönetenlerin demokrasi dediği şey, bu zavallılığın neresindedir. Olsa olsa böyle bir demokrasi para babalarının ve yönetenlerin demokrasisi olabilir.

            Ülkemizde bu paranın yüzünden sevgi, aşk, insana ait ne kadar güzellik varsa yok olmuştur.

            İşi, gücü, evi, barkı olmayan insanlara neredeyse selam verilmiyor

            Böyle, böyle böyle param, malım, mülküm olmadığı için bağımsız bir insanım ben.

            Ne bir başkasının, ne de cebimdeki paranın köleliğini yapmıyorum.

            Parayı sevmiyorum!...

            Şimdi bana “Delinin zoruna bak” diyenler olacaktır. Umrumda değil, kim ne derse, desin. Ben o parayı tanırım. Bir zamanlar bende de vardı. O dönem kibirli ve çok ukalaydım. Sonunda har vurup, harman savurup, onun işkencesinden kurtuldum.

            Şimdi, şiir yazıyorum, amatörce resim yapıyorum.

            İşte böyle yazı yazıyorum ve hayatımda parayla halledebileceğim hiçbir şey yok.

            Bir kitapta okumuştum. Parayla bir kitap alabilirsiniz ama bilgi alamazsınız. Parayla bir ilaç alabilirsiniz ama sağlık alamazsınız.

            Hiç kimse aldığı şatonun fotoğrafını masasının üstüne koyup, gün boyu ona bakıp mutlu olmaz. Ama sevdiği insanlarla çektirdiği fotoğrafları yaşadığı anılarını ömrünün sonuna kadar belleğinde tutar ve mutlu olur.

            Parayı boşverin, hayatınızdan çıkarın.

            Paranın yerine daha küçük, duygusal heyecanlandırıcı şeyler yaşamaya çalışın.

            Para insanı önce tembelleştirir sonra çürütür ve bir kenara atar.

            Para insana sarılmaz, öpmez, halini hatırını sormaz, aşık olmaz, insanın yaralarını sarmaz.

            Parayı boşverin!

            Parayı önemli hale getirenler yönetenler ve sermaye sınıfıdır. Kapitalist sistem, paranın üstüne kurulmuştur. Sömürü, baskı ve zulüm bu paradan dolayıdır.

            Paranın olduğu her yerde insanın ve emeğinin sevgsinin dostluğunun hiçbir önemi yoktur.

            Çünkü kapitalist sistemlerde insanın değeri parayla ölçülür. Değerli olan tek şey vardır; o da paradır.

            Bir gazetede okumuştum, Sirkeci civarında çöp toplayan, Aziz isminde bir adam karnını çöplerden doyururken, çöpten kazandığı parayı da kimsesiz çocukların barındığı bir kuruma bağışlıyormuş.

            Hangi kapitalist böyle bir iş yapar?

            Para, engerek yılanı gibidir, ne zaman, nerede sokacağı belli olmaz!....

 

            

Bu yazı toplam 1082 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi