İsmail Kadı

İsmail Kadı

ÖPÜLDÜKÇE ALKIŞLIYORUZ!...

ÖPÜLDÜKÇE ALKIŞLIYORUZ!...

 

Yaşanan gelişmeleri film izler gibi seyrediyoruz.

Herkes kendince, aklı erdiği kadar gelişmeleri yorumluyor.

Demokrasi terazisinde tartısını yapıyor.

Benim anlatmak istediğim, olup bitenler konusunda tek kelime etmeyenleredir.

12 yıldır, iktidarın her yanlışına komplo gözüyle bakan toplumsal bir yapımız var.

Neredeyse, olup biteni muhalefete yıkmaya çalışan propaganda ekibi var.

Bugün sadece bir hikaye anlatmak istiyorum.

Tabii ki, her hikayenin bir yaşanmışlık tarafı olabilir.

Olur ya, sizde belki benim gibi kuyrukta beklemekten sıkılmış olabilirsiniz.

Ülkenin birinin hazinesi boşalmış.

Para bitince padişah vezire emir vermiş: “Köprünün başına tahsilat memuru yerleştir. Her geçen vatandaştan para tahsil edilsin.”

Vezir bu duruma şaşırır.

“Devletlimiz, halk zaten zor durumda, bir de kendi imkanları ile yaptıkları köprüden geçişten ücret alırsak iyice zor durumda kalmazlar mı?” der.

“Koy, bir şey olmaz” der, padişah hazretleri.

Vezir, köprünün girişine tahsilat memurunu yerleştirir.

Aradan zaman geçer, padişah veziri çağırır.

Köprü geçişlerinde herhangi bir sıkıntı olup olmadığını sorar.

Vezir sakin bir şekilde “Herkes parasını verip geçiyor” der.

Padişah, “O zaman köprünün çıkışına da bir adam yerleştir. Çıkışlar da paralı olsun” der.

Vezir itiraz etmek ister.

“Çıkışa da ödeme koyarsak bu sefer tepki gösterirler.”

Sen koy gerisine karışma der padişah.

“Ben yönettiğim insanları tanırım.”

Aradan birkaç zaman geçer, padişah tekrar veziri çağırıp sorar.

“Herhangi bir gelişme var mı?”

“Ses çıkartan yok padişahım” der vezir.

“Gelen de para veriyor geçen de. Hiç kimseden itiraz yok”

Padişah, “Bu sefer köprünün ortasına bir adam yerleştir. Para verip geçenleri durdursun. Gelen geçenin ensesine bir tokat atsın. Çıkışta da parayı ödesinler” der.

“Devletlim bu hiç olmaz” der vezir.

“Halkın bir sabretme gücü var. Gidenden para aldık, gelenden para aldık ama bu ortadaki adamın attığı tokat olmuyor.”

Padişah, “Sen karışma ben onları tanırım.”

Padişah bir süre sonra yine veziri çağırıp sıkıntı olup olmadığını sorar:

“Yok vallahi devletlim, herkes parasını verip geçiyor. Bir de okkalı tokadı ensesine vuruyoruz. Buna rağmen hiçbir sıkıntı yok.”

Aradan belli bir zaman geçer.

Vezir pencereden bakarken bir de ne görsün, saraya doğru yürüyüşe geçen kalabalık.

Hemen koşar padişaha haber verir.

Padişah vezire döner, “git sor bakalım ne istiyorlar?”

Halk, vezire, padişahla görüşmek istediğini söyler.

Padişah, “Söyle o zaman bir heyet oluştursunlar, gelsinler görüşelim” talimatını verir.

Heyet padişahın huzuruna çıkar.

“Efendimiz, bir geçiş ücreti koydunuz, girerken ödüyoruz, çıkarken de ödüyoruz. Şikayetimiz odur ki, giriş çıkışta sorun yok, ortada tokat için kuyruk oluşuyor, epey zaman geçiyor. Ortaya birkaç tane daha tokat atan adam koyun bu kadar beklemeyelim” der.

Hükümet sözcüleri her fırsatta %50 bize oy veriyor sandıkta görüşürüz diyor.

Bu aralar nedense bu sözleri duyamaz olduk.

 

 

 

Bu yazı toplam 955 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsmail Kadı Arşivi