İsmail Kadı

İsmail Kadı

NE YAZACAĞINI BİLEMEMEK...!

NE YAZACAĞINI BİLEMEMEK...!

 

Suriye konusu ülkemizin bir numaralı gündemi olmayı sürdürüyor.

Afrin harekatı ile birlikte günlük yaşam akışımız değişti.

Pek çoğumuz güvendiği haber kaynaklarına itibar eder durumda.

Herkes kendi kaynaklarından almış olduğu bilgilerle yetiniyor.

Yaklaşık iki haftadır bir kısım insanımız televizyon ekranlarında savaş uzmanı kesildi.

Kimi köşe yazarları ile bazı televizyon yorumcuları askerlere stratejik önerilerde bulunacak kadar ileri gittiği söylenebilir.

Kısacası yazacak ve eleştirecek pek çok konu var.

Fakat yazamıyorsun çünkü yazacaklarınızın sonuçları ne olabileceğini kestirmek oldukça zor.

Ancak bir tahminde bulunmak hiç de güç değil.

Geldiğimiz nokta düşünce ve ifade özgürlüğünü ne denli daralttığını söylemek mümkün.

Bu duruma nasıl geldiğimizi pek çoğumuz unuttu bile.

Neyin suç olup olmadığı günlük borsa gibi anında değişiyor.

Yorum yapmak,eleştiride bulunmak muhalefet ile sınırlandırılmış.

Muhalefeti istediğiniz gibi eleştirebilirsiniz hatta hakaret etmek bile serbest.

İktidarı eleştirmek için herşeyi göze almak gerekiyor.

Her eleştirinin bir maliyeti var.

Yapmış olduğunuz eleştiri kadar para cezası ödemeyi göze almalısınız.

Tabiki sadece para cezası ile sınırlı değil, ardından hapis cezası bile çıkabilir.

Anlayacağınız düşünce insanları ve aydınlar güvende değil.

Aksi halde dikkatli, temkinli eleştiri yapmaktan başka çıkış yolları neredeyse tükenmek üzere.

Bizim mesleğimizin zorluklarını uzun uzun anlatmaya gerek yok.

Çünkü bu mesleği seçen her gazeteci zorlukları, sıkıntıları başından kabul etmiş demektir.

Tabiki bu sıraladığım konular yandaş olmayan gerçek gazeteciler için geçerlidir.

Bir de her tarafa boncuk gösteren meslek erbabı var.

Bunlar da kurtla yer kuzuyla ağlar misali.

Şu bizim Hünkar Çayırı meselesi neredeyse Gebze’de milli bir konu haline geldi.

Çayırova’daki kupon arazi üzerinde ısrarla biz de duruyoruz onlar da...!

Bazı yerel yöneticiler bizlerin yapmış olduğu eleştirilerden oldukça rahatsız oldukları gelen bilgiler arasında.

Çayırova Hünkar Çayırı olmazsa Pelitli’den yer verelim diyenler bile var.

İyi güzel de Pelitli’den Erzincan Vakfına yer teklif edenler bu şehirde yaşayan insanların gönül rızasını aldılar mı?

Yoksa nüfuzlu kişiler için gönül rızası gerekmiyor mu?

Ne günlere kaldık, vatandaşın üzerinden her türlü tasarrufu yapanlar hak, hukuk, adalet umurlarında bile değil.

Bu yazı toplam 1205 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsmail Kadı Arşivi