İsmail Kadı

İsmail Kadı

MANŞETLERİN EFENDİLERİ...!

MANŞETLERİN EFENDİLERİ...!

 

Sürekli gerilim, sürekli kuşku ve tedirginlik altında yaşayan bir toplumu yönetmek ona her türlü akıl ve yasadışı uygulamayı kabul ettirmek kolaydır.

Önemli olan insan temel hak ve özgürlükleri sonuna kadar korumak ve savunmaktır.

Bazı kişiler ifade etmiş olduğum konulardan hoşlanmaz “biz bunları umursamıyoruz” diyebilir.

Gün gelir  en muktedirlerin bile  temel hak ve özgürlüklerine ihtiyacı olur!

Çarşamba günü Kristal-İş Sendikasına bağlı Çayırova Şişe-Cam işçilerinin iş yerindeki iş durdurma eylemini haber yapmaya gittik.

Diyeceksiniz Şişe-Cam işçileri niye eylem yapıyor?

Sendika ve işveren toplu sözleşme görüşmelerinden sonuç alamadı.

Kristal-İş Sendikası Şişe-Cam Fabrikalarının tamamında grev kararı aldı.

İşverenin imdadına OHAL kararları yetişti.

Grevler OHAL gereği yasaklandı.

İşçiler de haklı olarak “madem bizim grevimizi yasaklıyorsunuz, öyle ise haklarımızı verin” diyerek işyerinde eylem kararı almış.

Gazeteci için bu durum haber değeri taşıyor.

Biz de haber yapmaya gittik.

Bu arada Birleşik Metal-İş Sendikası grevdeki işçilere destek vermek için bir otobüs dolu işçi temsilcisi Çayırova Şişe - Cam Fabrikası’na ziyarete gelmişti.

Genel Başkanlarının gelmesini bekliyorlardı.

Biz de aracımızı eylem yerine 50 metre kala park ettik, onları takip etmeye başladık.

Birleşik Metal İş Sendikasının Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu gelince yürüyerek-Cam işçilerinin bulunduğu yere gitmek istediler.

Polisin tavrı bir anda değişti, “yok efendim yürüyemezsiniz, yapmış olduğunuz yasal değil” diyerek OHAL gerekçe gösterildi.

Bunun üzerine Birleşik Metal-İş Gebze Şube Başkanı Necmettin Aydın gerilimin düşürülmesi için görevli polislerin amiri olan bayan polisle görüşmede sonuç alınmadı.

Bunun üzerine Birleşik Metal-İş  Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu kendini tanıttı, polis amirinin tavrı daha bir sertleşti.

Sonuçta bir orta yol bulundu.

İkişerli kişi halinde  yürüyerek gidilmesine müsade edildi.

Bir başka polis amiri beni itmeye kalkıştı.

Gazeteci olduğumu söyledim, hiç umursamadı.

Neyse ki, tanıdık eski polisler araya girdi durum yatıştırıldı.

Gebze gibi sendikalı işçilerin yoğun olduğu demokratik kitle örgütlerinin yaygın ve örgütlü olduğu bir kentte polis daha dikkatli ve temkinli davranması gerekirdi.

Ortamı gererek, tahrik edici ifadeler kullanarak iç barış sağlanmaz!

Gördüğüm gerçek şudur; Polisler, amirlerinden daha saygılı ve daha sağduyulu davranmış olmasıdır.

Eğer birileri “ben anayasa ve yasaları takmıyorum” diyorsa doğru yapmadığını hatırlatmak bizim görevimizdir.

Umarım aynı yaklaşım tekrar sergilenmez.

Bizim görevimiz haber yapmaktır.

Orada birileri ile kavga etmek, itişmek-kalkışmak değil.

Bu yazı toplam 1246 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsmail Kadı Arşivi