Kokulu bir şehir !

Kokulu bir şehir !

 

 

Rüzgar esmez, esse de yukarıdan aşağıya yol bulamaz yani hava akımını sağlayamaz. Bu nedenle, kentin üzerine çöken rutubet ve de koku dağılmaz, dağılamaz.

70’li yılların sonlarından itibaren aşina olduğumuz çeşitli kokularla uzun yıllar yaşadık. 80’ler, 90’lar ve hatta 2000’lerin bir bölümü, aşina olduğumuz o kokularla yaşamak zorunda kaldığımız yıllardı.

Kokuyu önlemenin koşulları vardı elbette ki. Bu koşulları yerine getirecek ve denetleyecek olan mekanizma merkezi ve yerel yönetim ikilisiydi. Uyumlu ve kararlı çalışmaları gerekiyordu ki, o iğrenç kokular önlenebilsin ve bu kentin insanı, gerçekten insanı rahatlatan bir havayı soluyarak yaşayabilsin.

Ama, uzun yıllar olmadı, olamadı…

Sonra, bir dönem artıma tesisleri devreye girdi ya da devrede olmasına rağmen gerektiği gibi çalıştırılmadığı dönemler geride bırakılarak, kentin havasının ve suyunun temizlenmesi için çaba sarf edildi.

Ama, yetmiyor, yeterli olamıyor gibi. Ne yapılırsa yapılsın, koku bir türlü bu kenti terk etmiyor. Hele ki son günlerde, yine burnumuzun direği kırılır gibi oluyor. Yine yeterli oksijen içeren bir hava yerine koku soluyoruz.

İzmit’ten söz ediyorum, son dönemin yeniden kokan şehrinden…

İKuraklığa rağmen su sorunu yaşatmayan,

Altyapı yenileme çalışmalarıyla İzmit’i her yağmurda sel basan merkez olmaktan önemli oranda kurtaran İSU, kokuyu bir türlü bitiremedi.

Bu şehir, bir süredir lağım kokuyor.

Fethiye Caddesi ve daha bir çok bölgedeki mazgallardan, son zamanlarda çok ağır lağım kokuları geliyor. Kokuyu gidermekten birinci derecede sorumlu kuruluş İSU ama henüz bu iğrenç kokuyu giderici adımı atabilmiş değil.

Sıcak bir yandan,

İğrenç koku bir yandan,

Varın, gerisini siz düşünün…

İzmit merkezindeki insan nefes alamaz hale geliyor, alsa bile iğrenç kokuyu soluyor, oysa, Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, seçim için hazırlanan katalog kitapçığında, ‘’kenti kokudan kurtardık, bunu biz yaptık’’ sözleriyle övünüp, yeni bir 5 yıllık dönem için görev istemişti.

Bu halk da, o sözlere, yaratılan algıya güvenerek yeni bir 5 yıl yetkisi verdi. Hal böyleyken, insan hemen pişman edilmez ki ?

Yoksa, sayın başkan Karaosmanoğlu Yuvacık’ta oturduğu ve İzmit’teki kokudan etkilenmediği için sorunu kulak ardı mı ediyor ?

Sıcaktan bunalırken,

Kokudan nefes alamaz hale gelmişken,

Böyle düşünmek gayet doğaldır…

Temiz bir çevreye sahip, kokusuz bir kentte yaşamak hakkımıza daha fazla saygı gösterilmesini istiyor ve bunun gerçekleşmesini bekliyoruz.

Herkes görev başına,

Gereken önlemler vakit geçirilmeden alınmalı,

Kamu sağlığı hiçe sayılmamalı,

 

Ve görev suistimal edilmemeli…

Bu yazı toplam 73 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi