İnsani talepler

İnsani talepler

 

 

Başımız ağırınca hemen doktor ararız,

Elimiz, ayağımız ağırınca da en yakın aile sağlığı merkezine ya da hastaneye ulaşır sıkıntımızın giderilmesini bekleriz.

Kalıcı bir sağlık sorunuyla baş başa isek ameliyatın çözüm olması umuduyla kendimizi onlara teslim ederiz.

Bizim için, sağlığımız için en iyi olanı yapmalarını ister ve bekleriz. Sonrasında da, bize verilen sağlık hizmetinin kalitesinin iyi olmasını bekler, olmazsa da acımasızca eleştiririz.

Peki, biz bunları isterken, sağlıklı yaşamamıza katkı sunan hekim, hemşire ve yardımcı sağlık personelinin nasıl çalıştığına, neler yaşadığına ve taleplerine dikkat eder miyiz ?

Pek sanmıyorum…

İşte, onlar da 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla kutlama yapmak yerine, mesleki ve insani sorunlarını dile getiren noktada durmaya devam ediyor. Bunun için ‘’G(Ö)REVDEYİZ’’ başlığı altında işyerlerinin dışına çıkıp sokağa indi. Sağlık Bakanı’na göre greve katılım az olmuş.

Pöhhh, hastanelerdeki tespitlere bakıldığında, greve katılımın yüzde 90’lar seviyesinde olduğu çok açık görülmektedir. Daha ne olsun ki ?

İsterseniz, bir günlüğüne de olsa çalışmayıp sokağa çıkan hekim, hemşire ve yardımcı sağlık personelinin taleplerine bir göz gezdirelim. Diyorlar ki;

-40 saati bulan kesintisiz, molasız, baskı altında, sağlıksız koşullarda, güvencesiz çalışan sağlık emekçileri çalışma koşullarının düzeltilmesini ve taşeron denilen “çağdaş kölelik” sistemi sonlandırılsın.

-Çalışırken ve emeklilikte insanca yaşanılabilecek gelir düzeyi olsun.

-Haftada 40 saati belirgin düzeyde aşan çalışma saatleri ve çalışma koşullarının ağırlığı nedeniyle yıpranma payı verilsin.

-T ıp ve sağlık eğitiminin niteliğinden ödün verilmemeli, eğitimin içinin boşaltılması engellenmelidir.

-Tüm yurttaşlar, nitelikli ve ücretsiz sağlık hizmetlerinden eşit biçimde faydalanmalı.

Bunlar, bizlerin de desteklemesi gereken taleplerdir…

“Daha mı çok hasta oluyoruz?” sorusuna yanıt ararken, bildiklerimizi yeniden gözden geçirmekte yarar var.

Son 13 yılda, belirgin olarak daha fazla doktora gidiyoruz, daha fazla tetkik yaptırıyoruz, daha fazla ilaç alıyoruz.

Tüm bunların yanında, cebimizden daha çok para harcıyor, daha fazla sağlık harcaması yapıyoruz.

Tomografiler havada uçuşurken, çok daha az maliyetli ve toplum sağlığı için elzem olan kimi aşılar, ilaçlar, tıbbi malzemeler bulunamayabiliyor.

Uçak ambulanslarımız var, helikopter ambulans filolarımız var ama küçücük çocuklarımız acil sağlık hizmetlerine erişemediği için ölüyor, bedenleri bir çuvalda babasının sırtına yükleniyor.

Kısaca, sağlık hizmetlerine yönelik aşırı derecede artan bir talep söz konusuyken, bu talebi karşılayacak olan personelin taleplerini dikkate almamak ne kadar insani bir yaklaşımdır ?

Sağlık emekçileri, 96 yıl önce antiemperyalist mücadele ile kutlamaya başladığı tıp bayramını, bu süreçte insani taleplerin yerine getirilmesini sağlamak için mücadele günü olarak ilan etmiş durumda.

Sağlıkta cepten ödemelere karşı çıkmak, eşit, ücretsiz ve anadilde sağlık hakkı mücadelesini güçlendirmek, sağlıktan kadavraya don giydirebilen gericiliği kovmak için sağlık emekçilerinin bu mücadelesine omuz vermek hepimizin boynunun borcu.

 

 

Bu yazı toplam 70 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi