Farkında mısınız çevremizde pek çok insan yaşadığı şehri terk edip gitmek istiyor.

Bunun nedeni ise plansız ve kötü yönetilen şehirleşmedir.

Artık sokaklar öyle bir duruma geldi ki, iktidara yakın olan ayrıcalıklı kişiler istediği gibi yaya kaldırımlarını, yeşil alanları işgal edebiliyor.

Örnek vermek gerekirse Anibal Kavşağı’na yakın bir noktada yeni açılan bir restaurant yazın masalarını yaya kaldırımlarının üzerine çıkarttı.

Baktılar ki, çevreden kimse tepki göstermedi yavaş yavaş yaya kaldırımının önce çatı yapılarak kapatıldı.

Daha sonra ise etrafı çevrilmeye başlandı.

Yine kimseden çıt çıkmadı.

Çünkü insanlar şikayet edersem başıma iş alırım kaygısı taşıyor.

Bu kez ara sokağın girişi olan yaya kaldırımının etrafı çevrilerek lokantaya ilave edildi.

Gebze’de buna benzer çok sayıda işyeri ve cafe görmek mümkün.

Bu işi yapan insanlara göz yummak hangi ahlaki ölçülerle izah edilebilir.

Benim ve benim gibi insanların gördüğü yanlış işleri bu şehri yönettiğini düşünen yöneticiler  görmüyor olabilir mi?

Hukuksuzluk, kural tanımazlık bir kez başladı mı bu işin sonu gelmez.

Aynı kural ihlalini gariban insan yapsın ertesi gün tepesine binerler.

Bir kaç kişiyi korumak uğruna binlerce insanın hakkını, hukukunu yok sayanlar bir daha düşünmelidir.

Şöyle anlatsam belki daha tanıdık gelir;

Son zamanlarda çevremizdeki insanlar sık sık “artık haber izlemiyorum” “gazete almıyorum” cümlelerini duyar hale geldik.

Bunun nedenini herkes iyi sorgulamalıdır.

Eskiden insanlar yanlış bir iş yaptıklarında konu komşu bir söz söyleyecek diye utanırdı.

Şimdi ise hiç kimse utanmıyor...

Üstelik adamın yanlışını söylüyorsun “seni ilgilendirmez” deme pişkinliğini gösterebiliyor.

Bunun sorumlusu şehirleri kötü yöneten, çıkar ve menfaat guruplarıdır.

Gelelim şu İlyasbey Caddesi’nin ortasına dikilen ucube kırmızı kazıklara...

O çirkin görüntüler herkesi rahatsız ediyor.

Bu şehrin görüntüsüne başka bir kirlilik katıyor.

Günün her saatinde bu çirkin görüntüleri yok sayarak karşı yola geçen araç sürücülüreni görmek mümkün.

Demek ki, “ben yaptım oldu” anlayışı toplumda karşılık bulmuyor.

Öyle yanlış işler yapılıyor ki, akla hayale sığmayacak konularla karşılaşmak mümkün.

Yeminle söylüyorum, artık söyleyecek söz bulmakta zorlanır hale geldik.

İşin özü şudur, kendi koymuş olduğu kurala uymayan bir yönetici gurubuyla karşı karşıyayız.

Yöneticilerimiz vatandaştan kurallara ve yasalara uygun davranış sergilemesini bu şartlar altında bekleyemez.

Şehirler insanların ortak yaşam alanıdır.

Bunu ihlal edenler ve bu yanlışlara seyirci kalanlar yasalar karşısında suç işlemiş sayılır.

Bilmem anlatabildim mi...(!)?