ETİK OLMAK VE GAZETECİLİK

ETİK OLMAK VE GAZETECİLİK

 Yerel gazetelerimizden biri bu hafta içinde “Gebze’de Köpek Sıkıntısı” başlıklı bir yazı kaleme almış. Vatandaşların sokağa çıkamadıklarından,...

 

Yerel gazetelerimizden biri bu hafta içinde “Gebze’de Köpek Sıkıntısı” başlıklı bir yazı kaleme almış. Vatandaşların sokağa çıkamadıklarından, korktuklarından, barınağa kapatılmaları gerektiğinden, Gebze Belediye Başkanı’mızın da bu konudan rahatsız olduğundan söz etmiş uzun uzun. Sokakta sakin sakin yatan 2 köpek resmini de kanıt olarak eklemiş. Sosyal paylaşım sitelerine de yansıdı bu yazı.

Bizler de, bu şehirde yaşadığımızı, hiçbir saldırı görmediğimizi, duymadığımızı ve yaşamadığımızı, bu canların belediye kontrolünde aşılarının yapılarak ve kısırlaştırılarak buraya bırakıldıklarını. Hepimiz için bu dünyadan başka yaşanacak yer olmadığını, bu canları evcilleştirip, avlanma güdülerini kaybettirenin biz olduğumuzu ve kendimize bağımlı hale getirdiğimizi, insanların kendi korkuları ve fobileri yüzünden canları mağdur etmenin etik olmadığını yazdık.

Bu yorumlar üzerine gazeteci “Bu sokak köpeklerinin çoğu kuduz, bir çocuğu ısırdı, biz onu kastettik aslında” diye bir yorum yazmış. Sayın gazetecinin bilmediği bir şey var, kuduz çok uzun süredir görülmeyen bir hastalık. Öyle bir şey olsaydı yer yerinden oynardı. Bu konuda duyarlı olan bizler dahi böyle bir haber duymadık. Mademki tek bir ısırma vakası var, neden tüm canlara yönelik böyle kışkırtan bir yazı yazıyor anlayamadık. Ayrıca kimi, ne zaman ısırmış onunla ilgili bir açıklaması da yok. Daha sonra yazılan hiçbir yoruma da yanıt vermedi.

Yazdığı yazının arkasında duramadan, çamur at izi kalsın mantığı ile yapılan bu haberi kınıyoruz. Bu canlar orman hayvanı değil, barınakta 1 m2 beton zemin üzerinde parmaklıklar ardında yaşamaya mahkûm edilemezler. Barınaklar beş yıldızlı otel de değil. Sanayii kentinde her gün bu kadar zehir soluyup, bir sürü hastalıkla uğraşan, trafik çilesinde sıkışan bizlerin en büyük sorunu bu canlar mı şimdi. Hem de ortada hiçbir vaka yokken, sadece sütün doldurmak ya da birilerini mutlu etmek amacıyla yazılmış bir yazıyla.

Gazetecilik çok önemli bir meslek. Yaptığınız haberlerle birçok kişiyi etkileyebiliyor, önyargı oluşturabiliyorsunuz. O nedenle etik ilkelerin çok önemsenmesi ve beş düşünüp bir yazılması gereken bir noktada. Kulaktan dolma, çok netleştiremediğiniz, doğruluğundan emin olamadığınız haberlerin yapılması doğru mu? Hele ki kendini savunamayacak, size yazdıklarınızdan ötürü tazminat davası açamayacak canlar için yaptığınız haberlere daha dikkat etmeniz gerekiyor mu?

Bence bu canlar bir özür yazısını hak ettiler. Ne dersiniz?

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.