ENPAY’da dayanışma büyüyor

ENPAY’da dayanışma büyüyor

 

Arkadaşlarının işten çıkartılmasını protesto için bir süre önce direniş başlatan ENPAY işçileri, artık yalnız değil. İşçilerin, keyfi uygulamalar ve işten çıkartmalara karşı dayanışması gittikçe büyüyor.

Ne olmuştu ENPAY’da, anımsayalım…

Önce 11 işçi işten atıldı. O işçiler, sendika değiştirilmesi ve Türk Metal’den istifaların artıp Birleşik Metal-İş’in çoğunluğu elde etmesi sürecinde öncü olan işçilerdi. Yetmedi, ardından bir 14 kişi daha çıkartıldı. Sonra da, 49 işçi idari izinli sayıldı.

Arkadaşının atılmasını protesto için eylem başlatıp tepkilerini dile getiren işçiler, fabrika içinde direnişe başladı. Gündüz çalışırken gece de işyerini terk etmeyip orada kalmaya başladı. Çıkartılmış olanlar da fabrika önünde beklemeye başladı.

Bu durumdan rahatsız olan işveren şikayette bulununca işin rengi değişti ve polis fabrikaya girip, işçileri yaka paça dışarı çıkarttı ve gözaltı baskısı yaptı.

Bunun üzerine dayanışma da büyüdü, büyüyor.

Gebze Organize Sanayi Bölgesi’ndeki Arçelik-LG işçileri de bu sürece aktif dayanışmayla katıldı. Çünkü, Arçelik-LG işçileri de, aynı gerekçelerle işten çıkartılan arkadaşlarına sahip çıkmak için direniş yapmıştı. Halen de, o direnişin devamında eylemliliklerini sürdürüyor. İşte, bu işçiler de, ENPAY direnişindeki sınıf kardeşlerini ziyaret etti. ‘’LG işçisi sizinle gurur duyuyor’’ sloganıyla direniş alanına giden bu işçileri, ENPAY çalışanları ‘’Metal işçisi direnişin simgesi’’ sloganıyla karşılıyor. Bu buluşmaya, sendikal mücadele veren Yıldız Entegre işçileri de omuz veriyor.

Yani, dayanışma büyüyor…

Peki ne olacak ENPAY’da, bundan sonrasının beklentisi nedir ?

İşveren, sendikal örgütlenmeyi dağıtmak için her yolu deneyecek ve zaten deniyor da. Dava açıyor, suç duyurusunda bulunuyor,ü işten atıyor.

Bunların tamamının hukuksuz olduğu mahkeme kararlarıyla tescil ediliyor ama vazgeçen olmuyor.

Direnişteki işçiler, hiçbir tehdite pabuç bırakmıyor, boyun eğmiyor.

İşçiler ve emekçiler, iş barışı için varını yoğunu ortaya koyarken,

Çalışma yaşamının bellik düzenlemeler etrafında devam etmesi ve herkesin haklarını savunabilir koşullar yaratılması için mücadele ederken,

Pervasızca, sorumsuzca uygulamaların sahibi işverenlere dur denilmeyecek mi ?

İşçiler, sendikalaşma döneminde sıkıntı yaşar,

Toplusözleşme görüşmeleri sırasında sıkıntı çeker,

Sonrasında bağıtlanan sözleşme hükümlerinin yerine getirilmesi konusunda işverenin insafının düzelmesini beklerken yorulur,

Eviyle işi, işiyle toplum ilişkileri arasında denge kurmaya çalışırken de zorlanır.

Bu kadar eziyete göğüs germek, boyun eğmemek için var gücüyle mücadele ederken kolunu kanadını kıran işsizlik buzkıran rolü oynar.

Buradan çıkış olmalı,

İşsizlik korkusu bir terbiye aracı olmaktan çıkartılmalı,

Yasa koyucu, işverenin kötü niyetini cezalandırmalı (sadece para cezası yetmez),

Kolluk güçleri, işveren çağrısıyla işçiyi darp ederken, işçinin çağrısıyla işvereni de derdest edebilmeli,

İşte, hukuk ve adaletin o zaman eşitlik ilkesini gözettiğinden söz edilebilir.

Gerisi kandırmacadır…

Bizler, kandırılmış toplum olmak istemediğimiz konusundaki başkaldırışımız sırasında BU DAHA BAŞLANGIÇ, MÜCADELEYE DEVAM demiştik.

 

O mücadele sürüyor. İşçi sınıfı, o mücadeleyi büyütüyor. ENPAY’daki dayanışmanın giderek büyümesinin altında bu ruh ve anlayış yatıyor.

Bu yazı toplam 74 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi