Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

DOSTOYEVSKİ

DOSTOYEVSKİ

 DÜNYA EDEBİYATINDAN BİR SAYFA DOSTOYEVSKİ

 

 

 

O Tolstoy gibi Turgenyev gibi Nabokov gibi varlıklı, asil, imtiyazlı bir ailenin çocuğu değil. Sarayda, şatoda doğmamış.  Bir kenar mahallede kırık dökük bir barakada da doğmamış. Yoksul bir emekçinin onuncu çocuğu da değil. Onu asiller sınıfından egoist hizmet katarı köleleri olan bir prenseste doğurmamış onu. Dünyanın en saf, en güzel en merhametli kadını doğurmuş bu ünlü Rus yazarı üstadım. Dostoyevski’dir o bir deli, bir baba katili, bir saralı adamdır. Dünya onu kumar ve kadınlara aşırı düşkünlüğüyle tanır. O bir kumarbazdır. Normal kadınlardan daha çok fahişeleri, yosmaları sever. Romanlarındaki kadın kahramanların çoğu bu tip kadınlardır. Bir örnek vermek gerekirse dünyaca ünlü romanı Suç ve Ceza’nın baş kadın kahramanı Sonya bir fahişedir.

 

Üstat – Freud’a göre baba katili delidir. Ama bir dâhidir. Dünyanın en büyük yazarıdır. Bütün bu anlattıklarımı Nabokov duymasın. Dostoyevski’ye gıcık, düşman bir yazar. Üstadı ikinci sınıf bir yazar olarak lanse eder. Dostoyevski’nin savruk deli kişiliğini çekemez. İnsan ruhuna bakmadaki ustalığını kaldıramıyor. Dostoyevski büyük bir arayış içindedir ve bu arayışının ne olduğunu kendi de bilmez. Onun aradığı şey bu dünyada yoktu, olsaydı o ince sezgisiyle mutlaka bulurdu. Kendi de bu kapitalist dünyanın adamı değildi. Bütün bu gizemlilikler, gizler Nabokov’u boğuyordu. Dostoyevski böyle çelişkili bir adam. Dönemin yazarlarından hiç biriyle anlaşamaz. Çehov; “Dostoyevski büyük bir yazar ama çok gereksiz şeylerde yazı yazdı”  der. Dostoyevski’nin dehası tartışılmaz yalnız betimleme gücü onun büyük bir yazar olmasına yeter. Rus edebiyatını halkını ve Bornova’sını Dostoyevski’yi okumadan tanıyamayız der Maksim Gorki. Nabokov zengin bir aile çocuğu ve bir devrim kaçkını 1917 Rus devriminin olacağını anlıyor ve kaçkınlar, katiller, halk düşmanlarının kaçtığı Amerika’ya kaçıyor. Dostoyevski batıyı emperyalizmi yerden yere vuran, vatanını ve halkını canından çok seven bir vatanseverdir. Bu nedenledir dünya emekçileri onu çok seviyor. Dostoyevski’yi ilk okuduğumda Dostoyevski gibi olmak istemiştim. Hayata onun gibi bakmak, onun gibi düşünmek, onun gibi yaşamak istiyordum. Beş yıl sürdü bu isteğim, beş yıl sonra onun gibi olamayacağımı anladım. Dostoyevski’yi erişilmez yapan onun eksiklerini deliliği, korkaklığı ve karışık olan hastalıklı kişiliğidir. Kusurlarıdır…. Karamazov Kardeşler, Suç ve Ceza en önemli romanlarıdır. Bu romanları yazmaya yürek ister, zekâ ve sabır ister. Bu romanların nasıl yazıldığını düşünmek bile insanı yorar. İyi ki böyle bir insan yaşamış da bu büyük romanları yazmış. İki yüz yıl içinde Dostoyevski’nin romanlarından esinlenmeyen, alıntı yapmayan edebiyatçı, sanat adamı çok azdır. Üstat yer altı edebiyatının en önemli havarilerindendir ve hayatı ibretliklerle doludur.

Bu yazı toplam 1267 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi