“Depremi kader gibi gösteren  anlayıştan kurtulmalıyız”

“Depremi kader gibi gösteren anlayıştan kurtulmalıyız”

**TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Kocaeli İl Temsilcisi Niyazi Temizkan “Depremlerin afete dönüşmesini "takdir-i İlahi", "doğanın fıtratı", "Doğal...

**TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Kocaeli İl Temsilcisi Niyazi Temizkan “Depremlerin afete dönüşmesini "takdir-i İlahi", "doğanın fıtratı", "Doğal Afet"  gibi görerek, önlem alınmasını engelleyen, ölümleri kaderimizmiş gibi gösteren anlayıştan kurtulmak gerekiyor”dedi.

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası  Kocaeli İl Temsilcisi Niyazi Temizkan Deprem Haftası nedeniyle bir açıklama yaptı.

Temizkan açıklamasında şunları ifade etti, “Deprem, ülkemizde en fazla can ve mal kayıplarına neden olan bir afettir. Dünyanın oluşumundan beri, sismik yönden aktif bulunan bölgelerde depremlerin ardışıkla oluştuğu ve sonucundan da milyonlarca insanın ve barınakların yok olduğu bilinmektedir.

DEPREM KUŞAĞI ÜZERİNDEYİZ

Yurdumuz dünyanın en etkin deprem kuşağının üzerinde bulunmaktadır. Deprem bölgeleri haritasına göre, yurdumuzun %92'sinin deprem bölgeleri içerisinde olduğu, nüfusumuzun %95'inin deprem tehlikesi altında yaşadığı ve ayrıca topraklarımızın %66’sı ve büyük sanayi tesislerinin %75’i birinci ve ikinci derece deprem bölgesinde yer aldığı bilinmektedir. Deprem konusunda bu kadar yüksek riske sahip olan ülkemizde deprem zararlarının azaltılması konusunda yapılacak çalışmalarda TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak her zaman göreve hazır olduğumuzu tekrar dile getirmekte fayda görmekteyiz. Bu anlamda deprem riski ve zararlarını azaltmak mümkünse ortadan kaldırmak için gerekli çalışmaların ve eylem planlarının yapılması gerekmektedir.

YAPILMASI GEREKENLER

- Türkiye’de aktif fayların ayrıntılı bir şekilde haritalanmalı, Türkiye deprem bölgeleri haritası buna göre yeniden oluşturulmalıdır.

- Türkiye’nin morfolojik yapısı detay şekilde araştırılmalı, özellikle diri fayların oluşturduğu morfolojik yapılar, depreme hassas yerler tespit edilmelidir.

- Zemin koşulları ayrıntılı şekilde incelenmelidir. Bunun için mümkün olduğu kadar küçük alanlara kadar inilmeli, bunun yapılması kanuni bir zorunluluk haline getirilmelidir.

- Deprem sonrası meydana gelebilecek diğer afet türlerinin görülebileceği alanlar tespit edilmelidir.

- Yapılacak konutlarda depreme dayanıklılık koşulu aranmalı, mevcut konutlarda ise bu konuda gerekli ölçümler yapılarak, gerekirse takviyeler yapılmalıdır.

- Ülke için önem taşıyan ulaşım ağları, su ve elektrik şebekeleri, baraj ve santral gibi yapılar deprem riski gözetilerek uygun alanlarda yapılmalıdır. Nüfusun deprem riski yüksek alanlarda yoğunlaşmasını önlemek, söz konusu alanları birer cazibe merkezi olmaktan çıkarmak için gerekli yatırımları diğer alanlara kaydırmak gerekmektedir. Bu şekilde göç olayı, bunun sonucunda ortaya çıkan sorunlar ve çarpık kentleşme önlenmiş olacaktır.

- Genel olarak afetlerle ilgili bütün kuramların, üniversitelerin ortaklaşa çalışması sağlanmalıdır. Ayrıca uluslararası düzeyde araştırma ve çalışmalara katılım sağlanmalıdır.

- Halk deprem konusunda bilgilendirilmeli, deprem sonrası yapılacak yardım ve kurtarma konusunda yapılması gerekenler hem halk hem de ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından bilinmelidir.”

TOPLUMSAL BİLİNÇ OLUŞTURULMALI

Temizkan açıklamasında ayrıca, “Öncelikle bilinmelidir ki, depremler jeolojik nedenlerle meydana gelen doğa olaylarıdır. Bu doğa olayı, bilimden, akıl ve teknikten uzak politikalar sonucunda birer afete dönüşmektedir. Bu nedenle, depremlerin afete dönüşmesini "takdir-i İlahi", "doğanın fıtratı", "Doğal Afet"  gibi görerek, önlem alınmasını engelleyen, ölümleri kaderimizmiş gibi gösteren anlayıştan kurtulmak;  depremleri önlemenin mümkün olmadığını, ancak zararlarını ortadan kaldırmanın veya azaltmanın mümkün ve bizim elimizde olduğu anlayışını toplumsal bilince çıkarmak önem taşımaktadır. Yöneticilerin önemsemediği ancak meslek odası olarak her zaman hatırlatmaya çalıştığımız "deprem gerçeği", ülkemizin öncelikle çalışılması gereken konularından birisi olduğunu bu yılki deprem haftasında da bir kez daha hatırlatmak isteriz.”dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.