Emek ve mücadelenin hepsi; sportif başarı için; Bu liglere yakışmayan Gebzespor’u üst liglerde görmek için;

Yönetim her konuda gerekeni yaptı. Topu sahaya attı.

-Hazırlık sürecinde oyuncuların bireysel performanslarından daha çok; Takım olgusuna sahip olup olmadığına bakmak daha önemli. Gebze halkını stada çekmenin en önemli unsuru; iyi futbol, seri galibiyetler almaktan geçiyor. Bu takım; sezon başlarında kendini inandırırsa; taraftar sayısı 10 bini geçer.

Türkiye’nin her yerinde böyledir; takımın kötü gününde yanında olup duyarlılık göstermek genlerimizde ne yazık ki yok. Ama insanda sahada kazanmak için savaşmayan futbolcuya tahammül etmek yerine o gün farklı bir sosyal aktivite yapmak istiyor.

Aslında önemli olan kötü zamanda sahip çıkma reaksiyonu göstermektir. Birlikte sevinip birlikte üzülen bir camia karakteri ortaya koymak kazanımların en büyüğüdür aslında.

Gebzespor’un sportif kaderini emanet ettiğimiz antrenörlerin; futbolcularla camiayla iletişimi yüksek ve samimi olmalı.

Başarıya giden yolda; Teknik Direktör – futbolcu ilişkileri, takım bütünlüğü sevgi saygı ortamı, tek yürek olmuş bir futbol takımını net bir şekilde göremedik. Teknik kadronun ve futbolcuların birbirini sahiplenmesi sevmesi bir bütün halinde takım ruhunu ortaya koymaları umarım sezon başlayana kadar sağlanır. Diyalog eksikliği bir an önce giderilmeli.

Hiç kimse Gebzespor çok iyi yönetiliyor deyip siz şampiyon olmalısınız alın size 3 puan demez. Geçen sezon demediler, demedikleri gibi hedefteki takım olduk. 1 puan alan şampiyon olmuş gibi sevindi. Gebzespor’un bu sezonda saha içinde işi hiçte kolay olmayacak. Kaliteli futbolcular var ancak takım ağır futbol oynuyor. Şampiyonluğa oynayacak bir takımda stoperler ve sağ ve sol beklerde skor üretebilmeli: Takım daha akıcı, hızlı ve tempolu oynamalı. Hızlı oyun çabuk futbolcularla oynanıyor. Her işte hızlı olan kazanır ağır olan arkadan bakar.