Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

ALTMIŞ YAŞINDA BİR BAŞ BELASI

ALTMIŞ YAŞINDA BİR BAŞ BELASI

Şimdi sizlere anlatacağım bu öykünün baş kahramanı kırk yedi yaşında koca bir çocukken öldü.Sizleri bilmem ama ben ondan şikayetçiyim onu bu ülkede benden daha iyi kimse tanımaz kırk yedi yıl beraber yedik,içtik,birlikte ağladık,güldük.Bundan yirmi yıl önce bir pazar sabahı saat on sıralarında beni bıraktı gitti,o gün kendi ellerimle toprağa verdim…Ondan şikayetçiydim çünkü hayatımı tımarhaneye çevirdi,onun yüzünden arkamda bazı kendini bilmez insanlar deli deyip dalga geçiyorlar…Bu insanlardan birinde aşağıda da sözünü edeceğim arkadaşım olarak bildiğim Hayri…   Ben de normal sıradan insanlar gibi doğmuş hayata sıradan biri gibi başlamıştım ama olmadı.Yirmi yıl önce kırk yedi yaşında hayatım birden bire değişti.Sizlerin başına bela oldum.Sevgili okurlarım şimdi yazarak sizlere dert yanıyor,kafanızı karıştırıyor,canınızı sıkıyorum…Şunu bilmenizi isterim zor durumda olmasam sizleri rahat etmem.Halk arasında iç dökme deniyor buna.Psikolojik olarak açıdan çok önemlidir.Sevgili okurlarım sıkıldığınız,bunaldığınız zaman sizlerde böyle yapmıyor musunuz ? İnsan olmamızı ve birlikte yaşamamızı bir  nedeni de dertlerimizi,sıkıntılarımızı paylaşmaktır.İnsan çok gizemli bir çiçeğin sonucudur.bir biçimiyle bu çığlığı atarak ölüyor.   Hani tarih vererek bir Pazar günü değiştim diyorum ya önce beni seven dostlarıma tavsiyeleri üzerine davranışlarımı araştırdım ve inceledim.Kendi davranışlarımla normal olarak bildiğimiz insanların davranışlarını karşılaştırdım.Bundan sonra normal olmadığımı anladım.Sade karamsar,melankolik mutsuz değilim.Öfkeli,kızgın tedirgindim de insanlara çok kötü davranıyor haklarında onlarda olmayan ön yargılı düşünüyor suçluyordum onları… insanlara karşı çok acımasızdım kimseyi beğenmiyor kendini çok zeki sanıyordum…Tabi bu durum çok uzun sürmedi bir gün bir iki yakın arkadaşım beni bir köşeye aldılar, Durumumun iyi olmadığını böyle gidersem çok büyük yanlışlar yapacağımı ve en kısa zamanda yeniden bir psikoloğa görünmemi söylediler.Hayat çok zor ve zalim karşısında hep iyi olanlar kaybediyorlar.Birileri çok daha fazla eşitler…Çoğumuz iyi güzel şeyler bilmediğimiz için başkalarına çok büyük kötülükler yapıyoruz.Okumadan,düşünmeden nefret ettiğimiz için çoğumuz hayal kurma,güzel şeyler düşünme,güzel işler yapma yeteneklerimizi yitirmiş durumdayız…Konuşurken aniden nevrimiz dönüyor,öfkeleniyor,kavga çıkarıyoruz.Şimdi geldik Hayri kardeşime,böyleleri için Mahsuni’nin bir türküsü var… Benim mizacım söylemeye el vermiyor o bu yazıyı okuyacaktır,bir yerde benim için çoğunu hak etmediğim şeyler söylemiş deli, yarım akıllı, ipe sapa gelmez, hayta, işe yaramaz gibi güzel laflar etmiş, sevgili Hayri ben senin bu söylediklerini defalarca yazarak itiraf ettim sen çok geç kalmışsın ama ben fevri hareket eden özellik isteyen seçkincilik yapan biri değilim. Hayri sen bir psikiyatra git ves vese yapıyorsun, kendini çok zeki sanıp kendinde olmayan güzelliklerini varmış gibi sanıyorsun, beni eleştirme demiyorum, ben mükemmel biri değilim ama eleştiri ezbere yapma yirmi yaşından beri bit pazarından giyiniyorum okul hayatım boyunca Kızılay’dan giyindim benim ailem bu ülkenin en yoksul ailesiydi ama bütün bu gerçeklikler beni hayatımdan alıkoyamadı, çünkü felsefe olarak Tolstoy gibi Dostoyevski  gibi mülksüzlüğü seçmiş biriyim benim üstadım dediğim insanlar Neyzen teyfik, diyojen, Dostoyevski  gibi bakmadan gören okumadan bilen insanlardır. Beni iyi tanıyamadığın bu yüzdendir. Ben dostlarıma kötü sözleri karşısında yüzümü ekşitmem ağlamam yıkılmam Hayri biliyorsun, ben hep senin nefret ettiklerini sevdim sen bana deli demişsin az demişsin ben deli gömleği giymiş, ölmüş yeniden diriltilmiş biriyim Tevrat’ ta bir söz var eğer dostuna kılıç çekmişsen barışma umudunu yitirme yok eğer sırrını satmışsan gözüne görünme derim.  

Bu yazı toplam 1077 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi