9 günün ardından

9 günün ardından

 

 

‘İyi bayramlar’ temennisiyle yazmak elbette ‘bayram bitti’ başlığıyla yazmaktan çok daha güzel olurdu!

Çünkü, işte bayram molası bitti ve tekrar günlük telaşlar ve endişelerimizle yüzleşmeye başladık!

Bayramlar hem hayatımızda verdiğimiz kısa molalar olması hem de hiç görüşmediğimiz yakınlarımızla ve dostlarımızla görüşebildiğimiz için çok anlamlı.

Yakınlarımızla ve dostlarımızla görüşebilmek için bayramlar adeta bir ‘bahane’ olmaya başladı.

Çünkü kendimizi bu hayatta hep yalnızlaştırmaya programlıyoruz. Her karşılaştığımız insanla ‘yoğun, çalışıyoruz işte’ bahaneleriyle kendimizi aslında bahane kafeslerinin içine hapsediyoruz.

Bayramların bu yönünü seviyorum.

Kutsal bir yönü de var bayramların. Çocukların gözlerindeki o cıvıl cıvıl mutluluk da değer bence bayramları yaşamaya…

Enfes bir çikolata gibi bayramlar, hayatımızda bir dakika durup soluk aldığımız, mutlu olduğumuz, dostlarımızı ziyaret ettiğimiz…

Dinlendiğimiz, dinlenmesek de tatlı yorgunluk yaşadığımız…

Bayram öncesi heyecanım, bayramın son günü buruk ve hüzünlü bir ruh yapısına bürünür benim hep.

Şu anda da onu hissediyorum.

‘Keşke bitmeseydi’ dediğim ve yaşamaktan haz duyduğum günlerdir bayramlar…

Herkes için öyle aslında.

Yaşadığımız kentin sorunlarıyla tekrar yüzleştik 2 gündür.

Trafik çilesi, gürültü kirliliği, günlük koşturmalar ve kimi zaman sizi deli eden gelişmeler, bir dalga gibi üzerinize üstünüze doğru geliyor.

Okullar dün açıldı.

2 hafta önce açılmalıydı ancak hangi akla hizmet ise dün açtılar. Tıpkı Kurban Bayramı tatilinin 4,5 gün değil de 9 gün olması gibi!

İlk defa, Perşembe günkü tatil için Cuma gününden tatil başlatıldığına şahit olduk bu bayramda.

Anlaşılabilir bir yanı yok.

Tatilin yüzü yumuşak olduğu için hiç kimse itiraz etmedi, hoşuna bile gitti. Ama 9 günlük tatil bir yönüyle kargaşayı da doğuruyor.

Gerçeklerimizle yüzleştik dedim. Evet, okulların da açılmasıyla Gebze’de her yönüyle büyük bir karmaşa ve yoğunluk başladı.

Sabahleyin görmeliydiniz.

Hem işe hem okula giden servis araçları, özel araçlar, halk otobüsleri, yük taşıyan kamyon ve tırlar…

Bu şehrin en önemli sorunu ne diye sorarlarsa kesinlikle ulaşım derim. Gebze’de raylı taşıma sistemi olmadığı sürece bu yoğunluk daha fazla artacak. Ama ne yazık ki bunu düşünecek vizyon şimdilik bu yöneticilerde görünmüyor.

 

 

Bu yazı toplam 96 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi