17 Aralık'ta patlak veren rüşvet,yolsuzluk operasyonları Türkiye'yi sarstı.
Türk Medyası sus-pus.
 
Ülkemiz şu bir haftadır "Uluslararası bir komplo"nun yarattığı keşmekeşi yaşıyor.
Uluslararası güçler,sistematik bir çalışmayla,banka müdürünün yatak odasına girip
ayakkabı kutusuna para koydu ve bir şekilde duyulmasını sağladı.
O zavallı,masum,gariban banka müdürünün  haberi bile yoktu.
Seksen yedi milyar Amerikan Doları ve Euroyu onlar transfer etti. 
Türk vatandaşı olmayanlar,kendilerine vatandaşlık verilmesi için,
ilgili kişilere(!) cebren ve hile ile zor kullanarak para verdiler.
Yoksa zinhar onların böyle bir düşüncesi yoktu.
Ülke topraklarımızın İmar usulsüzlüklerinden,rant yolsuzluklarından kesinlikle 
bu dış mihraklar sorumlu.
TOKİ'yi "Ulusal Güçler" yaptı.
İmar yasağı olan alanları,bakanlık üzerinden illegal olarak imara açan da onlar.
Marmaray Projesini de  dış güçler gerçekleştirdi.
Hatta, proje kapsamında yapılan kazıda çıkan tarihi eserleri el altından sattılar.
Kara parayı akladılar.
Altın kaçakçılığı yaptılar.
Bunun için gerekli olan -rüşvet- evrakını ilgili kamu görevlilerine verdiler.
Zaten Gezi Parkı eylemini başlatanlar da bi-zatihi bu dış mihrakların kendisiydi.
 
Başbakan Erdoğan kendisini Türkiye’nin tek hakimi ve kurtarıcısı olarak gördüğü için, Gezi direnişini de, şimdi ortaya çıkan çok boyutlu skandalı da ‘ihanet’ olarak değerlendirdi, iç ve dış düşmanlar icat etmek zorunda kaldı.
Hukuk Devletimizde gerçekleşen bu vahim durum, " puzzle" olarak
gösterilmeye çalışılıyor. 
O kim, bu kim,o yaptı,bu yapmadı diye soruluyor.
Artık bir bulmaca yok. 
Herkesin kim olduğu ortaya çıktı, puzzle parçaları bir araya geldi.
Ne kadar hamle yaparlarsa yapsınlar,nafile...
Şah-Mat...
Oyun bitti.