İsmail Kadı

İsmail Kadı

12 EKİM’den İMAR KİRLİLİĞİNE...!

12 EKİM’den İMAR KİRLİLİĞİNE...!

 

12 Ekim Gebze’nin Kurtuluşu ile ilgili sokaktaki vatandaşın düşüncelerini sorduk.

Verilen cevaplar evlere şenlik...

Örneğin Gebze’nin kimden nasıl kurtulduğu yönünde sorularla karşılaştık.

Bir kısım insan ise bu konu ile ilgili bilgi sahibi olmadıklarını ifade etti.

Nereden çıktı bu 12 Ekim konusu;

İnsanlar yaşadıkları kentin sahibidir.

Bu düşünceyle yerel yöneticilere bir grup gazeteci 2006 yılında öneride bulunduk.

Önce Gebze’nin düşman işgalinden kurtulduğu yıl ve günden işe başlandı.

Bu konuda en geniş bilgi arşivi Genel Kurmay’da olduğunu düşünerek oradan yazı istendi.

O gün bugündür 12 Ekim Gebze’nin kurtuluş günü olarak kutlanmakta.

En geniş katılım en heyecanlı kutlama 2006 yılında Gebze Kaymakam’ı Mehmet Emin Avcı, dönemin Gebze Belediye Başkanı İbrahim Pehlivan başkanlığı yaptığı döneminde oldu.

Daha sonraki yıllarda yapılan kutlamalar sembolik düzeyde gerçekleşti.

Gazeteci arkadaşlarımız 10 Ekim günü sokağın nabzını tutmak istedi.

Bakalım, Gebze’nin kurtuluşu ile ilgili  kaç kişi bilgi sahibi.

Sokakta gelişi güzel insanlara soru yönelttiler.

Vatandaşın bir kısmı cevap vermek istemedi.

Bunun nedenini anlamak mümkün.

İnsanlar “acaba başımıza bir iş gelir mi” düşüncesiyle cevap vermek istemedi.

Bir kısım insan bu konu hakkında yeterli bilgi sahibi olmadığını söyledi.

12 Ekim günü emekli bir öğretmen arkadaşım ziyaretime gelmişti.

Bu durumu kendisine anlattım.

Yaklaşık 45 yıldır Gebze’de yaşayan emekli öğretmen bana bir öneride bulundu.

Yaşadığımız şehrin yurttaşı ne yazık ki yaşadığı kentin sahibi değil.

Bu yüzden her geçen gün yeni  sıkıntılarla karşılaşıyoruz.

En büyük sorun imar kirliliğidir.

Aynı sokakta iki farklı imar uygulaması görmek mümkün.

Yolun bir tarafında sekiz kat imar var, diğer tarafında üç kat.

Bu tür imar kirliliğinin önüne geçmek için Gebze’de imar derneği kurulması için emekli öğretmen arkadaşım öneride bulundu.

Bu öneri kafama yattı.

Atalarımız bize yaşanılabilir bir ülke ve kent bıraktı.

Bizler ise emanet edilen bu değerleri ne ölçüde sahip çıkabildik.

Bu konuyu sorgulamak için hepimizin sorumluluğu var.

En önemlisi yaşadığımız şehre ve sokağa sahip çıkmaktır.

Bunun yolu yanlışlara karşı çıkmak doğruları yüksek sesle savunmaktan geçer.

Şimdi sokağa çıkalım, bu kentte doğup büyüyen başka gidecek yeri olmayan insan  bu kenttin bir parçası olduğunu kabul etmez.

Hiç gitmediği şehirden olduğunu söyler.

Bu tabloda yerel yöneticilere önemli sorumluluklar düşüyor.

 

Halen bu şehir de yaşayıp da yaşadığı şehre sahip çıkmamak hepimizin ayıbı ve günahıdır.

Bu yazı toplam 1351 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsmail Kadı Arşivi